TESBİH VE SÜBHAN
nus değil taptığımız güneş değil nesne değil insan değil çocuk değil baba değil ki kandırasın kavram değil hamdetmeyesin uzak değil aracı olsun melek değil secde etmeyesin teslim ol ve kal velhasılı kelam başka ne var .... bu arada melekler de bizim sandığız gibi iyilik perisi değil Malik de melek, Azrail de ve şeytan da melek değil.. kimisinin sandığı gibi cin ve bizdeki cinlik de herhalde ondan.. e bunca zulüm fikir değil akıl değil iş değil bir yanlış bildin, tamam.. herşeyi ..............
ZULÜM: bir şeyi ait olduğu yere değil başka bir yere koymak. “……………O çok aldatan sizi Allah hakkında bile aldattı.”(Hadid 14) SÜBHAN: Hz. Allah’ı yaratılmışlara ait tüm eksik sıfatlardan tenzih etmeyi vurgular.Tesbih ise onu noksan sıfatlardan tenzih etmektir. NUS: Evrensel us, akıl.. Anaxagoras nus adı altında bir evrensel us düşünmüş ve onu maddenin karşısına koymuştur. Bir tür evrenin mimarı.. Anaxagoras, güneşin ise yanan bir taş olduğunu söylemiş ve o zamanlar güneşe tapan Yunanlıları kızdırmıştır. Sonunda orayı terketmek zorunda kalmış ve Çanakkale Boğazı’nın güney kıyısındaki Lampsakos’a ( Lapseki ) yerleşmiştir. Yokluğunda ise gıyabında idam cezasına çarptırıldığı söylenir. MALİK: Cehennemin bekçisi olarak görevli melek.