Saatimi;
gecenin gece, gündüzün gündüz
olduğu vakitlere ayarlamadım hiç
Hep sıcacık yatağımda yatarken
yüzümde dolandı durdu güneş
Belleğim çağdaşlığın törpüsüyle kazındığından;
ne zaman
çağdaşlık atıldıysa uçaklardan paket paket
kollarımı uzatıp nicesini kucakladım avuç avuç
İşim gücüm su taşımak değirmene gün boyu
Orada kimi zaman un öğütülür
bazen un ufak edilir insanlığım
Başka ağırlıklar ürkütür beni oysa
Mesela tarihin ağırlığı, mesela aşkın
Belki bundan;
ne zaman
bir koca taş görsem ortasında yolumun
dolanıp yanından yoluma koyulurum
Bazen;
çığlıklarım martıların sesini bastırır
dalgalar oralı olmaz, çok tuhaf
Cepten olsun ya da cepheden
ağzıma geleni söylediğimden olsa gerek;
ne zaman
göğe yükselen bir ses duysam yürekten
içim ürperir, yüzüm sararır
Ahbaplıklar ederim, melekler imrenmez
Sonra gün akşam olur
Belki eve dönülür, belki dönülmez
Gece başlar
Karanlıktan korkum
Karanlığın benden korkusu
Gece bazen hiç bitmez
yüreğine sağlık kıymetli şair abim